Pages

1 Temmuz 2011 Cuma

Anything, Only You!


Sometimes, I don’t want to think anything.
Sometimes, I don’t want to know anything.
Sometimes, I don’t to eat and drink anything.
Sometimes, I don’t want to do anything.
But, every time, I want to inhale you!

10 Haziran 2011 Cuma

Aşkın Adamıyım Ben!


Hayır! Bu yapabileceğim bir şey değil benim! Sırf seks uğruna, birkaç dakikalık zevk uğruna hiç hoşlanmadığım birisinin tenine dokunamam ben!

Sevişmenin sevmekten geldiğine inanırken bunu yapamam!

Herkesin cinsel dürtülerinin yoğun olduğu zamanlar olur elbette ama bu süreçte illa ki birisiyle birlikte olmanın şart olduğunu düşünmüyorum ben. Gecelik ilişki hiç mi yaşamadım? Yaşadım elbette ama birkaç tane ve bana uygun bir durum olmadığını biliyorum. Sevdiğimin tenine dokunmayı severim ben. Onunla bir bütün olmayı severim. Onun ruhunu, tenini, dudaklarını, dokunuşlarını, terini, sıcaklığını, nefesini hissetmesi severim ben!

Belki çok kaba olacak ama sevdiğim birisi hayatımda olana kadar da, erkeklerin tabiriyle, elim aşk yaşamaya razıyım ben!

Çok mu zordur bir erkeğin cinsel dürtülerini kontrol altına alabilmesi? Hiç sanmıyorum! 1.5 sene kimseye dokunmadığımı bilirim ben sevgilimden başka! Belki bu arada gecelik birileri hayatıma girebilir, asla giremez deyip de büyük konuşmak istemiyorum ama böyle bir şeyin gerçekleşmesi yerine hayatımda doğru, düzgün, beni sevecek, benim de onu sevdiğimi görebilecek, beni anlayabilecek, yanımda olabilecek ve aynı şekilde onu anlamama ve yanında olmama izin verecek birisi beklemeyi tercih ederim!

Evet, ben aşkın adamıyım. Beni yönetecekse cinsel dürtülerim değil, yüreğim yönetsin!

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Heyecan

Düşündüm zaman zaman, aradım bir cevap.
Bu nasıl olacak ki söyle bana.
Ne yaptım bilmiyorum, yardımcı ol bana.
Seni ilk gördüğüm günden beridir uyku yok bana.

Uyumak istiyorum belki rüyalarıma girersin diye,
İçimdeki kelebekler durulmuyor ki.
Gözlerimi kapatmak istiyorum belki seni görürüm diye,
Sesin hep kulaklarımda sanki.

Seni her gördüğümde titrer dizlerim,
Yerinde duramaz kalbim.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Dibi Dibi Da :)



70'ler daha mı güzeldi? Bilmiyorum ama nedense bana öyle geliyor. Her şey daha gerçekçi, daha masum yaşanıyordu sanki.

Dostluklar, arkadaşlıklar, aşklar...

O zamanların kıyafetleri beni nasıl çekiyor bilemezsiniz! O İspanyol paça pantolonlar, desenli güzel gömlekler... Ah, hiç çekinmeden, düşünmeden giderdim o zamanlara gidebilme şansı olsa! :)

O döneme ait beni en çok etkileyen ve en çok sevdiğim sanatçıdır Rana Alagöz!

Kendisiyle amcamın evinden alıp geldiğimiz 45'lik plaklarla tanıştım. Her Şey Bitmiştir Artık tanışma şarkımızdır ve o anda güzel sesiyle, şarkısının güzel sözleriyle vurulmuşumdur kendisine. Güzel bir kadındır da ayrıca :)

Annemle eski şarkıları ararken birkaç ve bilmediğim şarkısına daha denk geldim geçen gece. Dibi Dibi Da en çok sevdiğim şarkılarından bir tanesi oldu :) Bu şarkı tanıdık geliyordu bana ama tamamen bilmiyordum.

Zaten eski şarkılar, 70'ler denilince çocukluğum aklıma gelir. Sanmayın ki çok büyüğüm ben, 89 doğumluyum :) Daha 22 yaşındayım ama ilkokula giderken (tahminim ilkokul 3. sınıf) pazar geceleri Show Radyo'da 45'liklerin çalındığı bir radyo programı vardı. Sarı renkte bir radyom vardı kulaklık şeklinde. Onu takardım kulağıma ve dinleyerek uyurdum :) O anlar gelir aklımda.

"...
Dibi dibi dibi da,
Daba daba daba di,
Dabaralam dibara dibaramba!
..."

22 Mayıs 2011 Pazar

Aşk Şart mı?


"Aşk bulabileceğin bir şey değildir. Aşk seni bulabilecek bir şeydir."


Akşam üzeri moralim biraz bozuktu. Aniden duygusallığım tavan yapıverdi. Neyse, şimdi moralim yerinde :)

Az önce aklıma geldi de aşk bu kadar önemli mi bizim için? Hayatımızın vazgeçilmezi mi gerçekten?

Tamam, kabul ediyorum, aşk çok güzel bir duygu olabilir. Henüz aşık olmadım, yalan söylemiş olurum aşık oldum dersem ama biliyorum ki bir gün ben de aşkı tadacağım. Hem de her bir harfinin tek tek tadına bakacağım! Aşk önemli olabilir, insanoğlu sevmek ve sevilmek ister çünkü, fakat hayatımızın vazgeçilmezi değildir. Olmamalıdır da! Onunla beraber çok önemli başka şeyler de vardır; sağlık gibi, başarı gibi, mutluluk gibi. Aşıkken mutsuz da olabilirsiniz mesela... Ben inanıyorum ki aşk ile beraber önemli olan diğer şeyler de birbirini tamamlamaya başladıkça o daire bir bütün olacaktır. Belki birbirlerini bağlamıyor olabilirler ama birbirleriyle bir ilişkileri olduğunu düşünüyorum.

Hayatımda başka önemli şeyler de varken ne diye aşka odaklanıp kalayım sadece? Başka şeylerin hiç mi önemi yok? Mesela derslerimin! Bu dönem 4 ders aldım ve bu derslerden ya kıl payı geçeceğim ya da kalacağım. Neden? Çünkü aşk dediğimiz duygunun peşinden deli gibi koştum, hayatımın merkezine koydum, sanki o olmazsa olmazmış gibi davrandım. Doğru mu yaptım? Hayır! Aklım yeni mi başıma geliyor? Sanırım her dönem sonu böyle oluyor :D Fakat bu defa yaz okulunda buna izin vermeyeceğim! Bu dönem aldığım derslerden kalsam bile üst sınıf derslerinden alıp derecemi yükselteceğim ve aşkın peşinden koşmak yerine yürüyeceğim ya da başarabiliyorsam, sadece onu oturup bekleyeceğim. Ne arayınca çıkıyor karşınıza, ne de peşinden koşunca. Ben onu uygun zamanda karşıma çıkması için bekleyeceğim :)

Yaz okulunda da derecemi yükseltebildiğim kadar yükseltip yeni döneme daha sıkı sarılacağım! Belki üst sınıf dersleri açılmayabilir ama eğer olur da bu dönem aldığım derslerimden geçemezsem, onlardan açılanları alıp temizleyebilirim. İnşallah kıl payı da olsa geçeceğim ama hepsinden!

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Allah Nasip Ederse, Sola Kayacağım...

Ne güzel söylemiş Nil; "Yalnız kalpler de atarlar..."

Bilir misin yalnızlık nasıl acıtır insanın canını? Bilir misin yalnızlık nasıl burkar yüreğini? Her bir ilişkin dilediğin gibi gitmezse, hep sevgiye aç kalırsan, neler hissedersin bilir misin?

Yüreğin bir yürekle beraberken ne güzel atar, hayatın nasıl ışıl ışıl olur... Bunları özledim! Sarılıp sarmalanmayı, öpüp koklamayı, ellerimi ellerine, ayaklarımı ayaklarına, gözlerimi gözlerine kenetlemeyi özledim... Ne zaman çıkacaksın karşıma? Ne zaman keseceksin nefesi mi? Ne zaman bulutlara uçacağım?

Çok mu şey istiyorum?

8 Mayıs 2011 Pazar

Forbidden Zone!

Yerim ki seni ben!

Sabaha Kadar Dans, Dans, Dans!


Şu anda ne ayaklarımı, ne belimi, ne kalçamı, ne de boynumla başımı hissediyorum! Ne kadar çok kurdum varmış dökülecek arkadaş! Dans et, et, et... :D

Saat 22.00 sularında EskiYeni'deydim arkadaşların yanında, 23:00 sularında dans etmeye başladım, bir ara 20 dakika kadar ara verdim ve sonra dans etmeyi bıraktığımda zaten gidiyorduk ki saat 02:00 olmuştu çoktan. Hoş, ben EskiYeni'den çıkarken de dans ediyordum ya :D Uzun zamandır bu kadar çok dans etmemiştim ve deli gibi birikmiş kurtlarım!

Bir sürü gay çift vardı EskiYeni'de ve kıskanmadım desem yalan söylemiş olurum :) Ne güzel millet sevgilisiyle gelmiş. Zaten %90 erkeklerle doluydu içerisi ve yarısından çoğu gaydi :D Bir ara birisiyle bile tanıştım ama son ayrılırken numaralarımızı almadık. Sohbetin her adımını ben attım, belki numaramı istemek için de adımı o atar diye düşündüm ama öyle olmadı. Neyse, çok önemli değil. Hem gay mi, değil mi ya da yanındaki erkeğin sevgilisi olup olmadığını bile bilmiyordum ki gay olmasa açtığım sohbetlerdeki anahtar kelimelerden sonra sohbet etmeye devam etmemesi lazımdı :) Sonra bir ara da eski kolilerimden birisini gördüm. Birkaç kere göz göze geldik. Eğlenmeye gelenlerden birisi o kadar çok içmiş ve kendinde geçmiş ki kotunu yarıya kadar indirmiş neredeyse, poposu görünüyor, gömleğini falan yukarıya kaldırıyor... Bildiğin kendinden geçmişti :D

Güzel bir gece geçirdim, deli gibi eğlendim, kurtlarımı döktüm ve şu anda vücudumun her yerinde hafif ağrılar hissediyorum. Uzun zaman dans etmemenin sonuçları... :D Ah, bir de sevgilim olsa da onunla beraber gidip eğlensek, coşsak sabaha kadar! :)

3 Mayıs 2011 Salı

Gitti ve Bitti...


Son görüşmemiz...
Sadece iki saat...

Yurtdışından istediği bir şeyler için sipariş vermiştik ve kargoları bana gelmişti. Onları almak için ayrıldıktan haftalar sonra bana geldi. Ne hissediyordum emin değildim ama onu yeniden görebilmenin heyecanı içimde yoktu diyemem. O arkadaş kalabileceğimizden bahsetti, ben de bunu yapamayacağımdan. Belki bizim için bir şans daha doğardı birbirimizden ayrı kaldıktan sonra yeniden görüşmek.

Öyle olmadı ama...

Sohbet ederken ilişkimizin bitmesini sorguladım, çünkü çok saçma salak bir şekilde bitmişti. Ortada bir neden bile yoktu! Her şey aniden gelişmişti ve bitmişti. Bir gün şakavari bir trip atıldı, ertesi gün gayet iyiydik, sonraki gün buz gibiydik ve ondan sonraki gün de bitmişti. Bunun sadece anlık bir şey olduğunu düşünmüştüm. Bir sonun habercisi olacağını değil! İki ay beraber olmuş olabiliriz, belki ilişki için çok kısa bir süre ama paylaşımlarımız öyle değildi...

Kendisiyle ilgili şeyler anlatırken ağladı...
Ben ilişkimiz hakkında ve ona hissettiklerimle ilgili konuşurken ağladım...
O giderken ben bir daha ağladım...

Birlikte geçen iki ay...
Son görüşmemiz iki saat...

Hoşçakal eski sevgilim...

"...
You took your love away, too fast!
Left no chance to say, look back!
...
You threw it all away, so blind!
You pushed me far from you, in your life!
..."

30 Nisan 2011 Cumartesi

Words

Your kisses leave something to be desired; the rest of you...
Published with Blogger-droid v1.6.8

28 Nisan 2011 Perşembe

Önce Geç, Sonra Kal!


Bugün sınavım var ve hiç çalışmadım, ne güzel! Bir de bu yetmiyormuş gibi dersi gözden çıkardım! Planımda biraz uyuyup da gece kalkıp sabaha kadar ders çalışmak vardı ama öyle bir baş ağrısı başladı ki uyanınca gözlerime kadar indi ve ne uyuyabiliyorum, ne de ders çalışabiliyorum... Diğer üç derse odaklanmak en iyi olacak ki bu dönem topu topu dört tane ders alıyorum zaten. Niye ders çalışmadığıma dair hiçbir fikrim bile yok! Tamamen aptallık bu yaptığım. Üstelik de geçen dönem geçtiğim dersi notumu yükseltmek için tekrardan alırken dersten kalacak olmak apayrı bir aptallık bence! Of...

27 Nisan 2011 Çarşamba

Yasaklanan Lezbiyen Araba Reklamı


2010 yılında İtalya'da Renault firmasının Twingo modeli için çektiği reklam filmi eşcinsel içeriğinden ötürü yasaklanmış.

Temizlik Yapmak Çok mu Zordur?


Kimi insanları anlayamıyorum ben cidden. Pislik içinde yaşamayı sevenler var sanırım ve bunlardan bir tanesi de benim ev arkadaşım olsa gerek. Tamam, öğrenci evi dediğin belki çok düzenli ve tertipli olmaz ama temiz olmalıdır bence.

Ev arkadaşımın ne kadar temizliğe düşkünlüğü var emin değilim, bence hiç yok. Tutulan ev eşyalı olduğundan neredeyse hiçbir masraf yapılmamış zaten. Ben ev tutulduktan bir veya iki sene sonra taşındım. Evin kendisinin bulaşık makinesi bile var ama benim ev arkadaşım tabak çanakları bulaşık makinesine koymak yerine evyeye koymayı tercih edenlerden. Herhalde bulaşık makinesinin kapağını açıp da içine yerleştirmek zor geliyor. Tezgah üzerinde ekmek dilimlediyse, ekmek kırıntıları kalır. Yemek pişirirken ocağa kirlendiyse, silinmez. Ne de olsa bunların hepsini daha sonra Homme Bleu yapar!

Hayır, yani benim aklım almıyor bunları. Diyelim ki yemek yaparken ocağın üzerine taştı biraz, o an havlu peçete ile silinse o bölüm çok mu zordur? Hem kirli kalmaz, hem de sünger ile sonradan silinirken zorluk yaşanmaz veya ekmek kesildiği zaman tezgah üzerinde, o ekmek kırıntıları toplansa tezgah üzerinden çok mu zordur?

Daha geçen gün temizledim mutfağı ve bu sadece 15 dakikamı aldı, dün sabahtan baktığımda bomba düşmüş gibiydi! Bulaşıkları yığmış hep evyeye! Bulaşık makinemiz olduğunu, içindeki bulaşıkların temizse boşaltıp da kirlileri koyabileceğini falan hatırlattım ama hâlâ bir şey yaptığı yok. Ancak da odasında sürekli ya arkadaşları ile konuşsun Skype üzerinden ya da World of Warcraft oynayıp dursun. Zaten odasından çıktığı da yok ve odası ne haldedir Allah bilir! O odada sigara içiliyor, yemek yeniyor ve bir de köpek yaşıyor. Ona seslendiğim zaman, odasından çıkarken ışığı kapatıp da öyle çıkıyor odasının halini görmeyim diye. Zaten kapısı biraz aralık kalsa, tüm eve çok kötü bir koku yayılıyor. Artık ne kadar pislik biriktiyse o odada bilemeyeceğim...

Dün bir arkadaşımla konuştuğumuzda da çok takılmamamı, ne güzel tüm evin neredeyse benim kullanım alanımda olduğunu, kısa sürede pırıl pırıl edebildiğimi söyledi. Doğru! Zaten 2 oda, 1 salon. Tuvalet, mutfak, salon, koridor ve kendi odamı temizlemem 1 saati ya buluyordur, ya bulmuyordur! Ev arkadaşım beni de biliyor zaten. Sevgilim olduğu zaman eve gelmesi ya da eve birilerini atmam sıkıntılı değil. Bunları düşününce "Aman temizlik de bunun dikeni oluversin!" diyorum da sürekli temizliği birisi yapınca bir süre sonra batıveriyor insana!

Niye "Temizlik imandan gelir." denildiğini şimdi daha iyi anlıyorum; benim ev arkadaşım gibi olan insanlar için!

26 Nisan 2011 Salı

Yeniden Merhaba!


Blog dünyasına bir kere alıştıysanız, kolay kolay vazgeçemezsiniz. Blogunuzu kapatma kararı alsanız bile bu karar uzun süre dayanamazsınız. Bence öyle yani ve bende öyle oldu :)

Bazen aynı isimle devam edersiniz blogunuza, bazense her şeye yeni baştan başlamak istersiniz. Ben yeni baştan başlamayı tercih ettim. Eski blogum özel hayatım odaklıydı daha çok, bu blogumda da olacak özel hayatım ama özel hayatım dışında paylaşmak istediğim videolar, fotoğraflar, yazılar ve benzeri şeyler de olacak ki bu yüzden yeni bir isimle yeni bir başlangıç yapmak istedim. Eski blogu düşünmeyin, o eskide kaldı ;)

Hoşgeldiniz! :)